BEÜ’de “Ulusal Karadeniz Denizcilik ve Lojistik Zirvesi

11 Aralık 2019 Çarşamba 10:36

BEÜ’de “Ulusal Karadeniz Denizcilik ve Lojistik Zirvesi” düzenlendi

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Kdz. Ereğli Denizcilik Fakültesi tarafından organze edilen ‘III. Geleneksel Sektör Söyleşileri’ bu yıl Ulusal Karadeniz Denizcilik Ve Lojistik Zirvesi ismiyle düzenlendi.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğrencileri ve Mezunları Derneği (BÜDEMDER) tarafından gerçekleştirilen zirveye, Kdz. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Ayaz, Türkiye Denizcilik Federasyonu (TURDEF) Başkanı Erkan Dereli, Denizcilik sektöründe faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütü temsilcileri, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi öğrencileri yanında BEÜ Denizcilik Fakültesi akademik-idari personeli ve öğrenciler katıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Kaymakam İsmail Çorumluoğlu, Karadeniz’de öğrenci odaklı ulusal kapsamdaki denizcilik kongrelerine öncülük yapacak bu zirvenin Kdz. Ereğli’de düzenlenmesinin memnuniyet verici olduğunu, Denizcilik Fakültesine olan desteklerinin de artarak devam edeceğini ifade etti. Prof. Dr. Ayaz ise, etkinlik kapsamında denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinin öğrencilerle bir araya gelerek, onların akademik gelişimlerine katkı sunacağını belirtti.
MEAK Deniz Ticaret Odası Batı Karadeniz Şubesi Başkanı İrfan Erdem, Türkiye Denizcilik Federasyonu (TURDEF) Başkanı Erkan Dereli ve GİZ Denizcilik Firma Sahibi Kutsi Başsarıoğlu da konuşmalarında, denizcilik eğitimi, devam eden projeler ve Türkiye’de denizcilik sektörünün uluslararası arenadaki durumu ile ilgili önemli bilgiler aktardI.
Konuşmaların ardından başlayan oturumların ilkinde, Türk Loydu Vakfı Başkanı Cem Melikoğlu, etkinliğin proje danışmanı, aynı zamanda CEVA IMEA Bölgesi Özel Projeler Direktörü Hakan Karaca ve FRACHTBOX Avrupa ve Ortadoğu Direktörü Tülin Doğan çalışma alanları hakkında detaylı bilgiler vererek öğrencilere sektörel anlamda bir dizi tavsiyelerde bulundular. 2. oturumda ise EVYAPPORT Operasyon Müdürü Kayhan Alipaşaoğlu, ATASOY GRUP denizcilik şirketinden Broker Suzan Atasoy ve TURKON LINE Acente Müdürü Barış Beğen çalışma alanları ile ilgili öğrencilere birer sunum gerçekleştirerek, meslekte güvenilir olmanın ve teknolojiyi takip etmenin ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Ulusal Karadeniz Denizcilik Ve Lojistik Zirvesi BÜDEMDER Yönetim Kurulu Başkanı, Denizcilik Fakültesi Arş. Gör Umur Bucak’ın katılımcılara teşekkürlerini iletmesi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Zonguldak heyeti 'Sera OSB' için Hollanda'ya gitti

11 Aralık 2019 Çarşamba 10:27

Zonguldak heyeti 'Sera OSB' için Hollanda'ya gitti

Zonguldak heyeti sera osb için Hollanda'ya ziyaret gerçekleştirdi.
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş başkanlığındaki heyette Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Zonguldak TSO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir, Zonguldak TSO Genel Sekreteri Muharrem Sarıkaya, Tarım İhtisas OSB Müdürü Özgür Okur, ZONÇEB Müdürü Hakan Farizoğlu, Zonguldak Yatırım Destek Ofisi Müdürü Mustafa Ayhan İnanır, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı Strateji Geliştirme ve Programlama Birim Başkanı Mehmet Çetinkaya, Yatırımcı firma temsilcileri yer alıyor. 13 kişilik Zonguldak Heyeti, arsa tahsisi yapılan ve projesi bakanlık tarafından onaylanan Çaycuma Tarıma Dayalı İhtisas (Sera) Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili teknik incelemelerde bulunmak üzere Hollanda’ya gitti.
8 Aralık’ta İstanbul’dan hareket eden heyet; Amsterdam, Moerdijk ve Naaldvijk şehirlerinde bulunan FloraHolland Flower Auction Naaldwijk , Vilosa Kalanchoe, Barendse Gerbera, Eetcafe De Bonte Haas, Delphy Improvement Centre, Agro Energy / Blue Radix, Van der Waal Sweet Peppers , GreenPack Tomato Grading and Packing, World Horti Centre, BMC Moerdijk gibi sera ve tarımsal faaliyetlerle ilgili firmalarda yapılan incelemeler sonrasında 11 Aralık’ta Zonguldak’a geri dönecek.

Elleri kelepçeli mahkum jandarmanın elinden kaçtı

11 Aralık 2019 Çarşamba 10:22

Elleri kelepçeli mahkum jandarmanın elinden kaçtı

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde hırsızlık suçlamasıyla tutuklanan mahkum cezaevine teslimat öncesi hastanede rapor alındığı sırada jandarmanın elinden kaçarak kayıplara karıştı.

Edinilen bilgiye göre, 25 yaşındaki Ahmet K. iş yerinden hırsızlık yaptığı iddiası ile önceki gün jandarma tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Jandarma karakolunda işlemleri tamamlanan hırsızlık zanlısı bugün adliyeye sevk edildi. Savcılıkta sorgusundan sonra nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlı hakkında tutuklama kararı verildi. Jandarma ekipleri akşam saatlerinde hırsızlık zanlısını cezaevine teslim etmeden önce sağlık raporu için Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine götürdü. Burada muayenesi yapılan zanlı jandarmanın bir anlık dalgınlığından faydalanarak hastanenin yakınında bulunan dereye kaçtı. Jandarma ekiplerinin yakalamak için peşinden koştuğu zanlı izini kaybettirmeyi başardı. Olayın haber verilmesi üzerine bölgeye çok sayıda jandarma ekibi gelirken polisten de destek istendi. Jandarma ve polis ekiplerinin saatler süren aramalarına karşılık firar eden hırsızlık zanlısı bulunamadı. Jandarma ekipleri firari zanlıyı bulmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

BB İl Başkanı Kıraç, “Doğu Türkistan Çin’e peşkeş çekilecek

11 Aralık 2019 Çarşamba 10:20

BB İl Başkanı Kıraç, “Doğu Türkistan Çin’e peşkeş çekilecek bir yer değildir”

Büyük Birlik Partisi (BBP) Karabük İl Başkanı Dursun Kıraç, Doğu Türkistan’ın birkaç milyar dolar karşılığında Çin’e peşkeş çekilecek bir yer olmadığını söyledi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği zulm ve katliamları ile ilgili açıklamalarda bulunan bBP Karabük İl Başkanı Dursun Kıraç, Doğu Türkistan’ın dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline getirilerek Çin’in baskılarıyla sindirilmeye ve yok edilmeye çalışıldığını belirtti.
Kıraç, “Planlı asimilasyon ve soykırım politikalarıyla özlerinden koparılmaya çalışılan soydaşlarımız, katil Çin’in bu zulmüne göğüs gerebilmek için canlarını feda etmektedir. Fakat hiçbir kutsalı olmayan Çin, kardeşlerimizin en insani haklarını dahi kısıtlamakta ve insanca yaşama haysiyetlerini zorbalıkla ellerinden almaya kalkmaktadır. Bütün bunlar yaşanırken koskoca bir İslam alemi ve insanlım kulaklarını tıkamakta hiçbir şey olmuyormuş gibi yaşamlarına devam etmektedir. Gökkubbeyi delen mazlumların çığlıkları Müslümanların yüreklerinden içeri girememektedir” dedi.
Kıraç, Doğu Türkistanlıların topraklarında haysiyetlerini ayakta tutmaya çalıştıklarını da ifade ederek, “Bizi asıl yaralayan Çin’in adice zulmü değil Müslümanların bu zulme topyekün başkaldıramamasıdır. Rahmetli bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi 'Her şey bittiğinde hatırlanacak olan düşmanların sözleri değil dostların sessizliği olacaktır” diye konuştu.
“Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerinin hiçbir habis pazarlığın konusu olamazlar” diyen Kıraç, şunları söyledi: “Doğu Türkistan Çin’e birkaç milyar dolar karşılığında peşkeş çekilebilecek veya Çin ile iyi ilişkiler kurabilmek adına göz ardı edilebilecek bir yer değildir. Bizler insani, İslami ve kültürel olarak bu topraklarda yaşayan kardeşlerimizle et tırnak mesabesindeyiz. Doğu Türkistan meselesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin namus meselesidir. Çin’in toprak bütünlüğüne dair cümleler kurarak Doğu Türkistanlı Türkleri yok saymak veya onları orada terör faaliyetlerinde bulunuyormuş algısına itmekte bizleri yaralayan ayrı bir husustur. Dört milyon Suriyeliye kucak açacak alicenaplıkta olan devletimiz için bir şekilde Türkiye’ye gelmeyi başarmış Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi havalimanlarında süründürmek fecaatinin ne Türklükle ne İslamlıkla ne de insanlıkla anlaşılabilecek hiçbir tarafı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Çin hükümetine karşı acilen Doğu Türkistan’da yaşananlarla alakalı yaptırımlar uygulamak mecburiyetindedir. Başta şehit liderimiz olmak üzere, Osman Batur’u, İsa Yusuf Alptekin’i ve gönül coğrafyamızı muhafaza etmek namına canını veren tüm şehitlerimiz rahmetle ve minnetle anıyorum.”

Tarihi konakları soydular

11 Aralık 2019 Çarşamba 10:07

Tarihi konakları soydular

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan ve "en iyi korunan 20 kent" arasında bulunan Safranbolu ilçesinde bağlı Yörük köyünde 4 tarihi konak ve bir eve giren hırsızlar; halı, musluk başları, saat gibi ve birçok değerli eşyayı çaldı.
Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı 117 tescilli yapının bulunduğu Yörük köyünde muhtar İbrahim Sarı, fotoğraf çekmek isteyen üniversite öğrencileri için açtığı Muratoğlu Konağı'na hırsız girdiğini fark etti. Muhtar Sarı, jandarmaya ihbarda bulunurken, ekipler olayla ilgili soruşturma başlattı.
Jandarma ekipleri tarafından yapılan incelemede hırsızların, 4 tarihi konak ile bir eve girdikleri ve musluk, halı, saat gibi birçok eşyayı çaldıkları belirlendi.
Yapılan çalışma sonucunda hırsızlık şüphelileri B.Ö. (38) ve Ş.T.Y (26) yakalanarak gözaltına alındı.
Zanlılardan B.Ö verdiği ifadesinde, kilimleri Ankara'da birine 2 bin 500, muslukları ve bakır eşyaları hurdacıya bin bin liraya sattığını ve pişman olduğunu söyledi.
Adliyeye sevk edilen şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Köy muhtarı İbrahim Sarı, hırsızların 5 eve girdiğini söyledi.
Konakların banyo, lavabo bataryalarını, kilimlerini, bakırlarının çalındığını ifade eden Sarı, "Sağ olsun İlçe Jandarma Komutanlığımız, kaymakamlığımız çok ilgilendi. Üniversiteden öğrenciler gelmişti, orayı açtığımızda gördük. Darmadağın olmuş. Odaları girdik, banyo bataryalarını sökmüşler, 8 odası var ve hepsini sökmüş. Ardından İlçe Jandarmaya haber verdik, hırsızı yakaladılar. Mahkemeye çıkmış mahkeme serbest bırakmış. Çalınan mallardan da geriye aldığımız bir şey olmadı. Malları internet üzerinden sattığını söylüyormuş. Geri alamadık köy olarak mağduruz" dedi.
Ev sahiplerinin yaz aylarında köye geldiğini aktaran Sarı, şunları kaydetti:
"117 tane tescilli evimiz var. Köy koruma altında. Bu giren hırsız genelde tarihi eserleri alıyor. Hırsızlığı önlemek için giriş ve çıkışlarla birlikte belirli yerlere kamera taktırıyoruz. Köyümüzde hanelerden ve İstanbul'da bulunan vakfımızdan yardımla kameraları kurmak zereyiz. 45 tane tarihi kilim var. İfadesinde bunları sattığını söylüyor bunların da hiçbiri gelmedi."